Kömür madeni alanının genişletilmesi ve Akbelen Ormanlarının kesimi hakkında DOĞAYA GÜÇ KAT AĞI’nın görüşüdür.
Akbelen ormanlarının da içinde yer aldığı bölge biyolojik çeşitlilik bakımından sadece ülkemizin değil yeryüzünün de en zengin bölgelerinden biridir.
Akbelen ormanları barındırdığı biyolojik çeşitlilik nedeniyle yeryüzünde öncelikli korunması gereken 34 sıcak noktadan biri olan Akdeniz Havzası Biyolojik Çeşitlilik Sıcak Noktası içerisinde yer almaktadır. Alanda son buzul çağından kalma bitki türleri bulunmaktadır. Bu özellikleriyle çok zengin bitki çeşitliliğine, yüksek endemizm (yeryüzünde sadece ülkemiz sınırlarında bulunan canlı türü) oranına ve zengin genetik çeşitliliğe sahiptir.
Akbelen ormanlarında, bilirkişi raporunda belirtilen 11 endemik bitki türünden daha fazla endemik bitki türü olduğu bilinmektedir. Alana 15 km uzaklıkta yapılan iki bilimsel çalışmada çok daha fazla sayıda endemik bitki türü tespit edilmiştir. Birbirine komşu olan bu alanlar arasında endemik bitki türü sayısı bakımından farklılıklar olması, ayrıntılı bilimsel değerlendirme yapılmadığının göstermektedir. Bilirkişi raporunda belirtilen 11 endemik bitki türünün tehdit durumlarına bakıldığında; Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından bu türlerden biri hassas, diğeri ise önlem alınmadığı takdirde yakın gelecekte tehdit altına girecek türler olarak sınıflandırılmıştır. Bu bilgiler, madencilik faaliyetine izin verilmeden önce Akbelen mevkiindeki ormanlık alanda yeterli bilimsel değerlendirme yapılmadığının bir göstergesidir.
Akbelen ormanları koruma önceliği bulunan çok sayıda hayvan türüne de ev sahipliği yapmaktadır. Bölgede görülen kuş türlerinden 26’sı ülkemizin 1994 yılında taraf olduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması (Bern) Sözleşmesi eki olan Mutlak Korunması Gereken Hayvanlar Listesinde yer almaktadır.
Akbelen ormanları ve çevresinde; kıyı alanları, sulak alanlar, ovalar, tepe ve dağlık alanlar, dere yatakları gibi çok farklı habitatlar bulunmaktadır. Akbelen ormanı, Bodrum Yarımadası ve Milas çevresi arasında doğal alanları birbirine bağlayan ekolojik koridorun en kritik noktasıdır. Bodrum Yarımadası ve Milas çevresindeki doğudan batıya uzanan doğal koridorlar; kentleşme, tarım, ulaşım vb. altyapı yatırımları, madencilik faaliyetleri ve orman yangınları nedeniyle büyük ölçüde yok olmuştur. Akbelen mevkiinde bulunan ormanlık alanlar bölgede doğu batı hattında bağlantıyı sağlayan son ekolojik koridor niteliğindedir (Şekil 1). Akbelen ormanlarının ekolojik koridor niteliği ve özellikle son yıllarda gerçekleşen orman yangınlarıyla da birlikte birçok hayvan için yaşam sığınağı olması nedeniyle alanın korunması bölge için daha da kritik derecede önemli hale gelmiştir.
Bölge maden işletmeciliğine açıldığı takdirde, biyolojik, ekolojik, sosyal ve ekonomik açıdan telafisi mümkün olamayacak zararlara yol açılmış olacaktır.
Kızılçam, akçakesme, menengiç, sakız, kermes meşesi başta olmak üzere farklı odunsu bitki türünden alanda kesimi yapılacak 19.200 adet ağaç ve ağaççık, milyonlarca otsu bitki bireyi, milyarca gen kaynağı tohum, toprak altında ve üstünde bulunan mantarlar, likenler, bakteriler, omurgasız hayvan bireyleri yok olacak, pek çok hayvan türü de
yaşam alanını kaybedecektir.
Domuz, tilki, alaca sansar, kurt gibi yaban hayvanları, yaşam alanlarının daralmasından dolayı yerleşim yerlerine inmek ve besin aramak zorunda kalacaktır. Bu da bölge halkı ile yaban hayatı arasında çatışmaya neden olacaktır.
Akbelen mevkiinde bulunan ormanlık alan, linyit madeninin yarattığı toz kirliliğini engelleyen en önemli doğal bariyerdir. Madenden yayılan tozların yerleşim ve tarım alanlarına ulaşmasını engelleyerek, bölge halkının sağlığı için önemli bir ekosistem hizmeti sunmaktadır. Bölgede zeytincilik ve arıcılık faaliyetleri temel geçim kaynakları arasındadır. Zeytin ağaçları ve diğer zirai ağaçlara etki edecek bu toz kirliliği, tarımsal varlık kaybına, verimsizliğe ve dolaylı yolla halk sağlığı sorunlarına yol açacağı düşünülmektedir. Ayrıca, madenden havaya saçılan partikül maddeler maden ruhsat alanı dışında bulunan orman ve meralarda hastalık etkeni patojenler veya zararlı böceklere karşı bitkilerin kendilerini savunamaz duruma düşmesine sebep olacak, tozlaşmayı etkileyecek, bireysel ya da kitlesel kurumalar/ölümler gözlemlenecektir. Bu durumun bir örneği ülkemizde Artvin Murgul ilçesinde açılan madenler sonrasında yaşanmıştır (Usta ve Demirtaş, 2023).
Orman amenajman planına göre hazırlanan bilirkişi raporunda Akbelen ormanında yaklaşık 19.200 adet ağaç ve ağaççığın kesileceği belirtilmiştir. Alan doğal durumunda 17bin m3 karbon yutağı iken, karbon salınımı yapan bir madene dönüşecektir (Usta ve Demirtaş, 2023).
Alanın madene açılması durumunda, orman örtüsünün ve kökler gibi toprak altı dokularının yok edilmesi sonucunda yağış, rüzgâr ve eğim gibi fiziksel etkilerle erozyon ve şiddetli toprak kayıpları yaşanacaktır.
Orman ekosistemleri bulundukları bölgenin iklimi üzerinde önemli etkiye sahiptir. Bölge genelinde yaşanacak ormansızlaşma sonucunda hava kalitesinde bozulma olacağı öngörülebilir bir durumdur. Özellikle Akdeniz havzasında kurak yaz aylarında ormanlar mikro alanlarda sıcaklığın etkisini azaltmaktadır. Ormanların etkisiyle oluşan bu mikroklima, kurak ve yarı kurak coğrafyalardaki tüm canlılar için daha yaşanabilir ortam sağlamaktadır.
Akbelen mevkiinde bulunan ormanlık alan, bölge halkının içme suyu ve kullanma suyunun tedarikinde önemli ekosistem hizmeti sağlamaktadır. Bölge ormanlarının su kaynaklarını koruma fonksiyonu, bu maden projesiyle ciddi oranda zarar görmekte, maden çıkarımı sırasında yer altı suyunun miktarını ve yeri değişmektedir. Ayrıca artan madencilik faaliyetleri ülkemizin en önemli turizm merkezlerinin yer aldığı bölgedeki su kaynaklarının kirlenmesine de yol açacaktır.
Akbelen mevkiinde bulunan ormanlık alan, bölge halkının hayvancılık faaliyetlerinin gerçekleştirildiği doğal alanlardan biridir. Maden alanının genişletilmesiyle İkizköy köylülerinin geleneksel hayvancılık faaliyet alanları daralmış olacaktır. Akbelen mevkiinde bulunan ormanlık alan ve çevresinin, madencilik faaliyetlerine açılması, başta İkizköy ve çevredeki diğer köy/mahalle sakinlerinin doğayla olan ilişkilerinde geri dönüşü olmayan bozulmalara sebep olacaktır. Bölge halkı için bozulan insan-orman ilişkisi, gelir kaynakları, üretim ve tüketim ilişkilerinden demografik, sosyolojik ve sosyoekonomik açıdan değişimlere kadar birçok değişimi tetikleyecektir. Bölge halkının yaşamında ve kültüründe önemli bir yeri olan ormanların yok olması, halkın yaşam alanlarını terk etmesine sebep olacaktır.
Maden işletilmesi amacıyla ormanların kesilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırıdır.
Ormanlarımız; toprağımızın, suyumuzun, havamızın kısacası geleceğimizin garantisidir.
Bu nedenledir ki, Anayasamızın 169’uncu maddesinin 2’nci fıkrası ile devlet ormanlarının mülkiyetinin devrolunamayacağı, devlet ormanlarının devletçe yönetileceği ve işletileceği; ormanların zamanaşımıyla mülk edinilemeyeceği ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamayacağı; 3. fıkrası ile ise ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemeyeceği, ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamayacağı; orman suçları için genel ve özel affın çıkarılamayacağı, ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçların genel ve özel af kapsamına alınamayacağı hükme bağlanmıştır.
Bir taraftan toprağını, suyunu, havasını korumak için ormanımızı kesmeyin diye feryat eden İkizköy halkı ve ülkenin doğasına, ormanına sahip çıktığı için dövülen, sövülen, hakaret edilen teröristlikle suçlanan çevreciler; diğer tarafta Anayasamızın açık hükmüne rağmen ormanları kesen gözü para hırsıyla doymayan şirketler. Günlerdir Akbelen’de, Anayasamıza aykırı uygulamalar yapılmaktadır. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.
Türkiye’nin 50 ilinden 76 sivil toplum kuruluşu olarak çağrımız ve talebimiz; “Telafisi mümkün olamayacak zararlara yol açmamak için kesim işlemi hemen durdurulmalı, ormanın kendini yeniden onarması için maden işletmeciliğinden vazgeçilmelidir.
Doğaya Güç Kat Ağı