2 ŞUBAT DÜNYA SULAK ALANLAR GÜNÜ:
SEV, KORU, RESTORE ET!



Sulak alanların önemine dikkat çekmek amacıyla 1997’den beri tüm dünyada ‘Sulak Alanlar Günü’ olarak kutlanan 2 Şubat, bu yıl ilk kez Birleşmiş Milletler tarafından da kutlanıyor.

Sulak alanlar biyolojik çeşitliliği destekleme, temiz su ve gıda sağlama, iklim değişikliğinin etkilerini azaltma/ iklim değişikliğine uyum kapasitesini artırma, doğal afetlerden koruma gibi işlevleriyle insan sağlığı, insan refahı ve ekonomi için kritik önemde temel yaşam ortamlarından biri. Ancak yanlış su yönetimi, altyapı yatırımları, yeni tarım arazileri ve yerleşim yeri elde etme nedenleri ile yok edilmeye devam ediliyor; öte yandan tarımdan, sanayiden ve kentlerden gelen atıklarla kirleniyor.

Karasal karbonun %35’ini depolayarak iklim değişikliğinin etkilerini azaltmada kritik öneme sahip olan sulak alan ekosistemleri, iklim değişikliğinden de büyük bir hızla etkileniyor ve ekolojik işlevini yitiriyor. Tüm bu işlev ve değerlerine karşın sulak alanların yeryüzünde en hızlı kaybın yaşandığı ekosistemler. Ramsar Sekreteryası’nın 2018 yılında yayımladığı “Global Wetland Outlook” verilerine göre yapılaşma, kirlilik, kurutma, aşırı kullanım gibi çeşitli sorunlar nedeniyle son 300 yılda dünyadaki sulak alanların %87’si, 1970’ten bu yana ise %35’i yok oldu. 2020 Yaşayan Gezegen Raporu’na göre ise 1970-2016 yılları arasında omurgalı canlı popülasyonlarında yaşanan en büyük azalma %84 ile sulak alan türlerinde meydana geldi ve bunların yaklaşık %25’i şu an yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Ülkemizde de durum farklı değil, sulak alanların öneminin yeterince anlaşılamaması, kısa vadeli menfaatler, politik tercihler ve siyasi kaygılar nedeniyle Türkiye 1960’lardan bu yana sulak alanlarının %60’ından fazlasını ya tamamen kaybetti ya da bu alanların ekolojik özellikleri büyük ölçüde bozuldu.

2022, tüm dünyada insan ve doğa için harekete geçme yılı. Sulak alan ekosistemlerinin akılcı şekilde yönetilmesi ve işlevini yitiren alanların restore edilerek geri kazanılması; bu alanların sağladığı ekosistem hizmetlerini korumak, sürdürmek, biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve insan refahını artırmak için kilit öneme sahip. Birleşmiş Milletler’in de vurgu yaptığı gibi işlevini kaybeden, yok olan sulak alanların geri kazanılması mümkün. İmzacısı olduğumuz Paris Anlaşması’yla 2053 yılı için karbon emisyonlarında net sıfır taahhüdünü veren ülkemiz için bu hedefe ulaşmada kritik role sahip sulak alanlar adına da adım atma zamanı!

Kurulduğu 1998 yılından bu yana sulak alanların korunmasının öncelikli hedeflerinden biri olduğunu belirten Doğa Araştırmaları Derneği Genel Müdürü Osman Erdem, konuya ilişkin, “Su kaynaklarımızın geleceği, toprağımızın verimliliği ve insanımızın refahı sulak alanlarımızın varlığına ve iyi yönetilmesine bağlı” ifadelerini kullandı. Bu yılki Dünya Sulak Alanlar Günü’nün temasının, “SEV, KORU, RESTORE ET!” olduğunu belirten Erdem, hâlâ pek çok sulak alanımızı geri kazanma olanağımızın olduğunu belirterek henüz yapabilme şansımız varken yetkilileri harekete geçmeye davet ettiklerini söyledi.